O bizim için yazlıktaki arkadaş ortamından çıkagelen en az bizim kadar doğal olan ve doğal kalan birisiydi.Beraber “kıl” olduğumuz beraber yakalayıp sakladığımız “Dön Bebeğim” diye haykırdığımız “Kuzu Kuzu” geldiğimiz anılarımız aşklarımız ve kış güneşimiz.
Tarkan Tevetoğlu; Majesteleri topun prensi 1972'de Almanya'nın ondan önce hiçbir şey ile ünlü olmayan şimdi şehrin anahtarına verseler isabet olacak Alzey’de doğdu. 80'lerin ortasında ailesi ile ülkesine kesin dönüş yaptı. Kocaeli Karamürsel'e yerleşti. Dünyanın pop ve metal’le sarsıldığı yıllardı ama ironiye gel geleceğim pop prensi Tarkan içindeki müzik yeteneğini musiki cemiyetlerde “Türk Sanat Müziği” icra ederek keşfedecekti. Aslında üniversiteye gidip normal bir ofis için hayal eden bu yakışıklı genç adam sınav duvarına takıldı. Ümitleri sıfırlanmış Almanya'ya dönmeyi düşünürken yapımcı “Mehmet Söğütoğlu” tarafından keşfedildi. ilk albümü “Yine Sensiz” hemen listelerde ilk sıraya yükseldi. Tarkan'ın ilk klibi “Kıl Oldum Abi” Türk popunun durdurulamaz yükselişini başlamıştı. Kral TV'nin kurulmasıyla Tarkan prensi olacağı krallığı bulmuştu. 1994'te çıkardığı “A acayipsin” ile ünü ülke dışına taştı. Avrupa ve Asya ülkelerinde gençlerin dilinde dolanmaya başlayan, “Hepsi Senin Mi” ile Tarkan artık Sezen Aksu’nun söz ve müziği ile sahneleri çıkıyordu.
Klipleriyle fethettiği televizyonla yetinmeyip Türkiye'de görülmemiş stadyum konserlerine imza atıyordu. Bir nesil hayatının ilk konser tecrübesini Tarkan'la yaşıyordu. Daha sonra 97'de “Ölürüm Sana” geldi. Bütün Türk Pop’nun görüp görebileceğin en seksi albüm oluşturan parçaların çoğunda söz müziği Tarkan aitti. Artık bir icracıdan fazlasıyladı Tarkan. Türkiye ve dünyada toplam 4.5 milyon satıp meksika'dan Belçika'ya listelere tepeden giriyordu. Tek hit şarkılık kariyerlerini hüküm sürdüğü pop dünyasında Tarkan birbiri ardına efsane albümlere imza atıyordu. 2001'deki karma birçok hayran ve eleştirmen tarafından Tarkan'ın en iyi albüm olarak hatırlanacaktı. 2002'de Uzakdoğu'da milli takımda destan yazarken, santra ki tabi yine Tarkan’a aitti. 2003'te yayınlanan “Dudu” tam anlamıyla az ama öz bir albümdü. 5 şarkı ve 5'te remixle Nazan Öncel'in elinin değdiği “Dudu” Tarkan’nın yine çok başarılı bir albümüydü. Dünyaya Ray Charles, The Rolling Stones ve Led Zeppelin gibi devleri kazandıran yapımcı Ahmet Ertegün ile tanıştığında, artık herkes onu bir dünya starına dönüşüceğinden emindi. Kurt yapımcı “İngilizcen iyi değil çalışman lazım Amerikalı gençler seni dinlemez” deyip Tarkan'a sabretmesini söylüyordu. Tarkan sabretti. Yıllar süren bekleyiş ve hazırlıktan sonra Tarkan, Türk Pop’unun zirvesinden Dünya Pop’una toplumun zirvesine taşacak İngilizce albüm 2006'da “Come Close” adı altında çıktı.
Dünyayı fethe çıkan bu albüm gel gör ki olmamıştı. Onunla başarısızlığın acı tadı ile tanıştı. Tüm şarkıları İngilizce olan albüm Türk dinleyeceği yabancı gelirken, yabancı hayranları için satarken kendi eşsiz tarzını geride bırakıp sıradan bir R&B şarkıcı sı gibi gelmişti. 2010'da “Adımı Kalbine Yaz” albümünü çıkardı. Burada bir şarkı vardır ki Aysel Gürel'in bize gittiği yerden armağanıdır. Vefatının ardından Aysel Gürel'in evine taşınan yeni kiracısı çöplerin arasında bulduğu şarkı sözlerini ne yapacağını bilemeyip, kızı Mehtap’a sorar ve “Sizin kısmetinizmiş. Ne isterseniz yapın.” cevabını alır. Peki kiracının aklına ne gelir? tabi ki Tarkan. Şarkı sözleri bir şekilde Tarkan’a ulaşır ve “Sevdanın Son Vuruşu” şarkısı ortaya çıkar. 2016'da ise belki lise günlerinden beri yapmak istediği Türk Sanat Müziği albümü “Ahde Vefa” geldi ve yine biz onu arabada, hüzünü sofralarda uykuya dalmadan Önce yatağımızda dinledik. hala tartışmasız Türk Pop Müziğinin zirvesinde idi ama bir şeyler eksik gibiydi. Her efsanenin olduğu gibi Tarkan'ın da biyografisinde unutulup gitmek, kafayı başka yere çevirmek istediğimiz bir detay var. “Cuppa” sözleri uzun süreler anlamaya çalıştığımız, Ah bir mantığa otursak valla rahatlıyacağımız “Cuppa” için uzun mesailer harcadık. 2011'de ise hayatını tamamen değiştiren bir olay yaşandı.
Beyazıt Öztürk'ten sonra en çok neden hala evlenmediği konuşulan Tarkan bir Almanya konserinde “Pınar Dilek” ile tanıştı. 2016 nisanında ise yüz binlerce hayranının hayallerini yerle yeksan eden haber bomba gibi düştü. Tarkan evlenmişti. Daha sonra 2017 yazında playlistler onu gösterdi. Biz 2000'lerin ölümüne Tarkan’cılar, ofisinde dirsek çürüten beyaz yakalılar olarak beklentiyi iyice yüksekte tuttuk. Yıllar geçmişti son albümünden beri ne yapalım? Belki Dinledikçe bayılırız dedik bir “Ölürüm Sana” mıydı değildi ama yaza damga vuracağı belliydi.
Tarkan’ı gerçekten seven bir hayranı için tek acısı o parmaklarının ucuna kadar gelen dünya starlarının fırsatını o malum albümde kayıp gitmeseydi. Her şeye rağmen Tarkan işinde ve kulvarında rakipsizdi. Film ve dizi çekmedi, gereksiz showlara çıkmadı. Yıldız tavrından asla taviz vermedi. Hem Latin ve Rusları “Şıkıdım” ile oynattı, hem de Zeki Müren'den beri Türkçe telaffuzun hakkını veren, her kelimesi anlaşılan Türk Sanat Müziği terbiyeli sesi ile 15 milyon albüm sattı. Yeri geldi sokak hayvanları, yeri geldi hepimizin mirası asırlık zeytin ağaçları için hatta yeri geldi kadına karşı şiddete dur demek için düşüncelerini hassasiyetini söylemekten çekilmedi. Peki Tarkan aslında kim? Performansıyla, şovuyla memlekete dünya kalitesinde konser nasıl olur? Gösteren, Erkek dediğin kalıbına göbek atarak, dar pantolon giyip, küpe takarak ama hepsini kıvamına göre ve kendine yakıştırarak yapıp yıkan, belki hep erkekler için cinsellik sembolleri üreten müzik camiasının çıkardığı kadınlara yönelik ilk ideol. Tarkan'ın metalcisinden horoncusuna çok farklı kesimler tarafından sevilmesinin sebebi ise günümüzde Türkiye'yi veba gibi saran başarı ve parayı hazmedememe hastalığına tutulmamasıydı. Herkeslerden önce dansı ile ve şarkıları ile modern zamanlarda Türkiye'nin ilk dünya markası oldu. O Tarkan Tevetoğlu yani Megastar gibi Megastar...
Özge Güzel
|