BİR NESİL BU SESLE BÜYÜDÜ.BİR NESİL BU PROGRAMLA KENDİNİ İFADE ETTİ.KİMLER GELDİ KİMLER GEÇTİ.AMA O HEP AYNI YOLDA YÜRÜDÜ. [Alıntı]

Radyo Aşkını içine işlemiş adam sevilen radyocu Hopdedik Ayhan  Hayatını ,Hikâyesini, Hakkında Merak Edilenleri Ve Radyo Yolculuğunu Şimal’le Yıldızlar Geçidin De Anlattı.

İşte O röportaj ;

Şimal : Öncelikle en merak ettiğim konulardan birisi ile başlamak istiyorum isminin önündeki lakap ” HOPDEDİK”  nerden çıktı sen mi buldun yoksa arkadaş arasında seni öylemi lanse ederlerdi Kısaca bahseder misin bize?

Hopdedik Ayhan: Radyolar  yeni açıldığı zaman bazı radyocular adlarıyla yayın yapmaya başladılar iste Kadir Çöpdemir, Cem Ceminay ; tabi ki bu isimler güzel geliyordu insanlara; benim Ayhan Güngör, böyle bir doktor veya mühendis ismi gibi geliyordu bana, o sebeple bende buna bir lakap bulayım dedim ve hemen ardından aklıma Hopdedik geldi;

Hopdedik Ayhan olarak kendimi tanımladım sonrasında birde jingle yaptık Hop dedik, Hop dedik, Hop dedik Ayhan diye ve o bir anda 90’lar da slogan oldu ve sonrasında artık benim lakabım oldu, bugün adim ve soyadımla değil tabi ki de Hopdedik Ayhan olarak tanımlanıyorum; demek ki iyi bir is yapmışım.

Şimal : Birde Kendi kendine konuşana deli derler ya hani ve radyocularında karsısında muhattap olmadığı için aç mikrofonu konuş ama kimin duyup dinlediği belli değil dolayısıyla Radyoculara deli diyorlardı tabi sosyal medya platformları olmadan önce Deli işi yaptıkları vs. vs. Sen ne düşünüyordun bu konuda?

Hopdedik Ayhan:Yok, öyle delilik falan değil yani ben o zamandan bu ya bu mesleği hiç deli bir meslek olarak nitelendirmedim. Tam tersi herkes sevdiği isi yapıyor. Asil bizim yaptığımız is zor, dediğiniz gibi önümüzde sadece bir mikrofon var ve karsımızda biz bizi dinleyenleri hayal ediyoruz; bayanlı ve erkekli,  değişikli yas gruplarından ve onlara bir şeyler anlatıyoruz. Aslında sadece mikrofona anlatıyormuş gibi gözüküyor ama aslında hayalimizde biz binlerce insanlara bunları anlatıyoruz. Anlattığımız içinde dışarıdan görende bizi deli sanabilir; fakat bizi deli değiliz. Aslında biz çok akıllı isi yapıyoruz;

Şimal : Radyocuların çoğu yaptığı yayınlardan mıdır bilmem ama kendi formatında çaldığı tarzı pek dinlemez! Sende onlardan mısın? Kısacası müzik zevklerinin arasında hangi melodiler yer alıyor?

Hopdedik Ayhan:Ben müzik severim, yani her tarz müziği dinlerim, hatta özel arşivimde dinlediğim şarkılarla yaptığım yayın arasında tabi ki farklılıklar oluyor ama arabesk müzikte de çok iyi dinlerim, pop müzikte çok iyi dinlerim. Yabancı müziği çok iyi takip ederim, bu vesileyle benim böyle kaygılarım yok. Bugün çünkü Number One Fm de de yayın yaptım ben, radyo Tatlıses te de yayın yaptım. Aslında baktığınızda ikisi çok farklı radyolar. Müziği sevdiğim için ve tarzları bildiğim için; her iki radyolar dada başarılı yayınlar yaptım. Ben müzik ayırt etmiyorum, hepsini dinliyorum ama çalıştığım Radyolarının tarzı neyse ona göre de yayın yapıyorum

Şimal :Radyo da yaptığın yayın formatından bahseder misin? Seni dinleyenlerin karşılaşacağı süprizler Radyo da Format yayıncılığı hakkında neler düşünüyorsun? Kısa anonslarla şarkı geçişleri mi, yoksa biraz daha şov tarzı içerikler mi olmalı?

Hopdedik Ayhan:Radyolarda format yayıncılığın da olmalı bizler gibi show yapan insanlarda olmalı, ben karsı değilim.  Bugün Türkiye radyo acısından tabiri caiz ise tam bir cennet, her tarz radyoyu rahatlıkla bulabilirsiniz ama ben isin Show tarafını çok seviyorum. Eğlenceli tarafını, benim için radyo programı insanları eğlendirmeli. Ama tabi ki format yayını yapanlar var; bu tarzı sevenler olduğu için o yayınlarda olmalı, ben kesin bir ayrıma karşı değilim. Tam tersi isteyen istediğini yapsın çünkü herkesin bir hedef kitlesi var, önemli olan bu hedef kitlesine ulaşmak.

Şimal :Günümüzde sosyal medya aldı başını gidiyor Bir de internet radyoculuğu çıktı baya hızlı yükselen bir ivmesi de var? Ne düşünüyorsun bu konuda?

Hopdedik Ayhan:Türkiye’de internet radyoculuğu için birazcık daha zamana ihtiyaç var. Aslında radyo sekil değiştiriyor. Ben yeni dönemde radyonun alacağı hali radyo vizyon olarak değerlendiriyorum. Buna böyle bir isim taktim. Nedir radyo vizyon… Sadece radyo yayını yapmayacağız, bu yani sıra yaptığımız radyo yayını görüntü olarak da ekranlara, cep telefonlarına, tabletlere taşıyacağız; zaten günümüzde younow yayınları, periscope yayınları aslında bunu hedefliyor. Bundan böyle radyo vizyon devri başlıyor.

Şimal :Hopdedik Ayhan Radyocu olmasaydı hangi meslek grubunu tercih ederdi?

Hopdedik Ayhan:Radyocu olmasaydım kesinlikle bir mimar olurdum diye düşünüyorum, çünkü benim için yapılar, yapıların içleri, dışları çok önemli. Bugün yeni yapılmış siteleri mesela gezer incelerim, bunun yani sıra gittiğim yerlerde tarih mekânlar varsa onlara bakarım; oradaki yaşanmışlıkları böyle bir gözden geçiririm. Her zaman diyorum yani hayat boyu hep pratik mesleklerden hoşlanmışımdır. Yaratıcı mesleklerden ki radyoculukta bundan bir tanesi ama radyocu olmasaydım; kesinlikle bir mimar, iç mimar, bina üzerine, tasarım üzerine, yani kesinlikle böyle bir is yapardım.

Şimal :Peki, radyo dışında neler yapıyorsun? Gününü nasıl geçiriyorsun Ayhan?

Hopdedik Ayhan:Radyo dışında benim bir diğer isim tabi sunuculuk. Ben bugün konser, festival, bayi toplantıları, önemli lansmanlar, tanıtımlar sunuyorum. Bunun dışında televizyonlar ve radyolara reklam seslendiriyorum. Yani radyolarla beraber bu isleri de pesinden götürüyorum. Anladığım isler bunlar. Ticarete fazla aklim ermez, o kadar iyi niyetli bir insanim ki, bugün bir dükkân açsam herhâlde üçüncü gün batar, çünkü veresiye veririm kesinlikle insanlar üzülmesin diye o vesileyle ticaret değil ama anladığım islerde çeşitli çalışmalar yapmayı seviyorum. Sahneyi çok seviyorum bugün mesela Galatasaray ‘in şampiyonluklarını sunuyorum 50bin kişiyi hop oturup hop kaldırmak bana büyük keyif veriyor. Aldığım paradan daha fazla keyif alıyorum isin özü tabi ki hem radyoda hem de seslendirmede sunuculukta yaptığınız isi seveceksiniz, yaptığınız işi severseniz mutlaka başarılı oluyorsunuz.

Şimal : Yeni genç bir kitle var hemen arkanızda ve çok hızlı, çok farklı ilerliyorlar! İstekleri ve bekledikleri farklılık gösterebiliyor. Bu anlamda radyocu olmak isteyen birilerine tavsiyen ne olurdu? Mesela meşhur olmak için tası tarağı toplayıp, köyden İstanbul’a kaçsınlar mı? Yoksa dizlerini kırıp otursunlar mı evlerinde :)

Hopdedik Ayhan:Ben kendi mesleğimle alakalı söyleyeyim, bazen radyocu dostlarımız bana mesaj yazıyor Facebook´tan ya da diğer iletişim kanallarından, yerel radyocu arkadaşlarımız bunlar; iste abi bizde İstanbul’a gelmek bizde büyük radyocu olmak istiyoruz diyorlar. Bende genelde sunu söylüyorum. İstanbul’da da işsiz radyocu sayısı ki önemli isimler bunlar o kadar fazla ki. Buraya gelsen bu kadar işsiz radyocu varken? Sen radyo bulabilecek misin kendine?  Ve hepsine tek tavsiyem; İstanbul’a gelip sıkıntı çekmektense, kendi şehrinde kral ol daha iyi, daha büyük radyocu olursun. Benim gençlere tavsiyem tabi ki budur radyoyu bir şöhret yolu olarak görmesinler. 

Evet, yaptığımız isten dolayı tanılıyoruz, seviliyoruz ama şu unutulmasın aslında biz sevdiğimiz işi yaparak para kazanıyoruz, yani aslında radyo bizim için bir de geçim kaynağı bu unutulmasın.

Şimal :Merak Ediyorum Diğer radyocuları dinleme imkânı buluyor musunuz? Radyocuların birbirinin etkisi altında kalabilme gibi bir durum olabiliyor mu?

Hopdedik Ayhan :Diğer radyocuları vakit buldukça dinliyorum, hepsi dostlarım, sevdiğim insanlar, ama etkisinde kalma olayı radyolar ilk açıldığı zaman olmuştu 90’lı yılların başında, evet herkes birbirinden etkilendi. Herkes birbirlerini taklit etti, ama simdi gelinen noktada aradan geçmiş 25 sene ve günümüz radyoculara baktığımız zaman hepsi birer efsane olmuş. Bunlar tabi ki birbirlerini taklit etmiyorlar. Ama yeni nesil radyocular tabi ki büyük radyocu abilerinden esinleniyorlar. Mesela benim tarzım Türk filmlerdeki effektler ile programı güzel bir Show haline getirmek. Yıllar boyu mesela bu içeriği hem yerel radyolarda hem de ulusal radyolarda bazı radyocu arkadaşlarımız denedi. Ama esinlenmenin söyle bir sıkıntılı hali var benim yaptığım bu Kemal Sunal, Şener Şen ‘li Türk filmlerinden esinlenerek yapmış olduğum program benim üzerime o kadar oturmuş ki. Bir başkası yapınca aaaa   Ayhan‘ı taklit ediyorsun diyorlar. Bu vesileyle esinlenmek değil ben hala radyoculukta yapılmamış fikirler, bulunmamış içerikler olduğuna inanıyorum. Sadece biraz kafa yorulması lazım

Şimal :"Radyo programcılığı benim için………………….… Demek." bu boşluğu doldurabilir misin?

Hopdedik Ayhan :Radyo programcılığı benim için bir yasam tarzı, ben yaşamını radyoya göre konumlandırıyorum. Allah izin verirse gittiği yere kadar da bu mesleği yapmaya devam edeceğim

Şimal :Albüm çıkarmış No name müzisyenlerin eğer arkasında ünlü bir isim yoksa şarkısını duyurması çok zor olduğunu hemen hemen herkes biliyor ve bu durumda siz sevilen radyoculara ve ulusal radyolara desteksiz gelse ne baz alınarak yayında destek olabilirsiniz?

Hopdedik Ayhan :İster ”no name” olsun isterse de seyreden isim olsun. Bakin bir ismi bir noktaya taşıyan kendisi değildir, şarkisidir. Türkiye’de bunu bir defa iyice çözmemiz gerekiyor. Bir şarki iyi ise ister ”no name” olsun isterse bilinen bir isim olsun. Radyolarda anında yer bulur yoksa onun dışında iste ben şarki çıkardım arkamda kimse durmuyor falanla bu isler olmuyor. Bide radyocularda o kadar da üstüne gidilmemeli, evet iyi şarkı varsa ve ismi olmasa bile radyocular mutlaka şarkı çalıyorlar. Buna çok örnek var, bunun hepsini buradan teker teker sayabilirim isterseniz;

Bir gecede şöhret olan şarkıcılar var, bakin her gece diye bir şarki vardı, Mirkelam, 90 ‘lar da bu şarkinin patladığında, Mirkelam kim tanıyordu ki. Radyocular şöhret yaptı Mirkelam. Murat Göğebakan; Ben sana aşık oldum bir tanem, Murat Göğebakan kim tanıyordu ki, bir gecede şarkı şöhret oldu, ayni şekilde Yalın, Zalim şarkısıyla meşhur oldu. Yalını kim tanıyordu ki. Zalim isimli şarkısıyla bir gecede şöhret oldu radyolar sayesinde Yalın. Niye isimlerinden dolayı değil, onlarda günün birinde ”no name” diler ama şarkıları çok güzeldi. Bu ikisini ayırt edersek, o zaman sorun kalmaz.

Şimal :Mesela ben çok üzülüyorum oysa yeni albüm yapmış olan müzisyenler arasında o kadar güzel beste ve sesler var ki neden onca güzel ses varken sadece 10 ünlü ismin şarkılarını her yerde duyuyoruz ünlü – ünsüz ayrımı neden yapılıyor bu sektörde sence, oysa baktığında o sürekli yayınlanan isimler arasında sadece Show dünyasından olduğu sanata dair hiçbir şey olmadığını çoğu insan biliyor neden ona prim yaptırılıyor da sanata  saygı  yok?

Hopdedik Ayhan :Üzülmekte hâklisiniz ama radyoların tarzıyla da alakalı; yani sizin beğendiğiniz her isim radyoda yer bulacak diye maalesef bir kaide yok. Ben kendi adıma söyleyeyim, ben Show program yaptığım için, benim programımda Ajdar’ı da duyabilirsiniz Orhan Gencebay’dan duyabilirsiniz; yani çok değişik uçlardan şarkılar çalıyorum. O dediğiniz mevzu aslında radyoların müzik direktörleri ve tabi ki yine o dediğiniz mevzu en basta konuştuk ya format yayın yapan radyolar, o onların sorunu o onlara sorulması gereken bir soru. Ben ve benim gibi Show yapan insanlar için şarki araçtır. Amaç insanları eğlendirmektir, ikisi çok farklı.  Bakin isimler üzerinden gitmeyelim isterseniz. İsimler üzerinden tartışma yanlış yere çekilir, hiç gerek yok. Kim ne kadar izleniyor, kim ne kadar dinleniliyor, ben ona fazla rakamlara bakmıyorum. Ben halka ve kendi sezgilerime bakıyorum. Bir şarkinin tutup, tutmadığını, ben 25 yıllık tecrübelerimle çok iyi anlıyorum.

Şimal :75 milyon insanın yaşadığı ülkemizde kim ne yaptıysa sonucuna katlansın, katlansın da bu arapsaçına dönen bu durum nasıl çözülür? İzlenme oranına baktığın zaman örneğin ; Ece Seçkin – Hoşuna mı Gidiyor isimli şarkısının video klibi ile 127 milyon izlenmesi olan ve yeni çıkan bir şarkıcı. Şimdi soruyorum Mega star Tarkan bile bu kadar izlenme oranı yokken bu düzenbazlık kendi kandırma değildir de nedir sence Ayhan eşit ve her zaman adaletli bir düzen olsun istiyoruz  ama işte maalesef yok sen ne düşünüyorsun bu konuda ego mu, para mı, hırs mı nedir bu yalan dolanın adı sence?

Hopdedik Ayhan :İsimler üzerinden tartışma yanlış yere çekilebilir, isimler üzerinden gitmeyelim isterseniz, hiç gerek yok. Kim ne kadar izleniyor, kim ne kadar dinleniliyor, ben ona fazla rakamlara bakmıyorum. Ben halka ve kendi sezgilerime bakıyorum. Bir şarkinin tutup, tutmadığını, ben 25 yillik tecrübelerimle ben çok iyi anlıyorum. Mesela bu sene Koray AvcI ‘nın, “Sen” isimli şarkısını ben çalmaya başladığımda radyomda birçok kişi çalmıyordu bile, hissettim bu şarkı tutacak ve halkın sesine kulak verdik, halkta çok sevdi, bugünlere kadar geldi! Diğer isimler, onlar kendi aralarındaki tartışmalarıdır, bir magazinsel tartışmadır, açıkçası bulunduğum nokta ve konum bu tartışmaya pek uygun değil. Ben hiç girmek istemem o tartışmalara.

Şimal :Şarkıların hangi aşamalardan geçerek dinleyiciye ulaştığını albümleri radyoda çalan biri olarak sizlerde albüm yapan kadar çok iyi bilirsiniz. Ancak dijital ortam yüzünden el emeği göz nuru pek çok eser tek bir tıkla bir kaç dakika içerisinde binlerce kullanıcıya ulaşabiliyor. Bu konuda ülkemizdeki korsan yasalarını da göz önünde bulundurarak, siz bir yasa koyucu olsaydınız ne yapardınız?

Hopdedik Ayhan :Korsanla ilgili mevzu yıllardan bu yana Türkiye’deki en önemli sorunlardan bir tanesi sadece Türkiye değil aslında Dünyanın önemli sorunlarından bir tanesi bu; Dünyada bu isi ciddiye almış ve ayni zamanda çözüme kavuşturmuş hangi ülkede, hangi çözüm varsa Türkiye’ye endekslenmeli. Türkiye’deki önemli sorunlardan bir tanesi meslek birliği olarak birden fazla kurum var; Msg var, Müyorbir var, Mesam var. Bu açıdan bakıldığında bu sanatçıların haklarını korumak adına biraz böyle bir bölünmüşlük oluyor. Bu telifler nerde toplanacak korsana karsı nasıl bir mücadele yapılacak. Bunun içerisinde radyo ayağı nasıl olacak yâda sosyal medya ayağı nasıl olacak. Bunların bir çalıştay, bir platformda, bir tartışılması gerekiyor. Ama ne hikmetse, maalesef tam olarak masaya yatırılamıyor. Tabi ki seksenli yıllar daha felaketti, korsanın en tepe yaptığı zamanlardı

Ama simdi tabi ki de birde internet var,  internetten rahatlıkla sarkıllar indirilebiliyor, buda çok acı bir durum. Daha gecen hafta bir arkadaşım çok yoğun çalışmalarla bir albüm yaptı, tam onu duyurdu. Aksamında bütün albümü internetteydi. Bütün emeklerin gittiği ve ayni zamanda üzücü bir sonuç bu çünkü hakikaten emek veriliyor ve biranda bir kişi oraya koyuyor. İnternete koyanlarda aslında bu isten para kazandıkları için değil, fakat niye yapıyorlar, neden yapıyorlar, niçin yapıyorlar, biraz insanlığımızla sorgulamamız gerekiyor

Şimal :Türkiye Life ve Şimal’le Yıldızlar Geçidi ‘nde Sevilen Radyocu Hopdedik Ayhan ile keyifli bir sohbet ettik  Bu keyifli ve güzel röportaj için Çok Teşekkür ederiz :) Kırmadın Bizi Ayhan İnşallah Yine Farklı Bir Röportajda Görüşmek Üzere Çok İyisin Kal  Sağlıcakla.

Türkiye Life Ve Şimalle yıldızlar Geçidi ‘ne bende çok teşekkürler ediyorum. Umarım sormuş olduğunuz sorulara vermiş olduğum cevaplar hem okuyucularımız hem de sizleri tatmin etmiştir. Radyo candır, radyo güzeldir, radyosuz kalmayalım. Her daim radyoyla dolalım. Herkese selamlar…